Kitap hakkında: 2011 / Hukuk hırsızı Samson, on altı yaşından başlayarak neredeyse tüm yaşamını dikenli tellerin arkasında geçirdi. Küçük hırsızlık nedeniyle hapse atıldığı için “bölge”den asla kopmayı başaramadı. Dahası, 60'lardaki hırsız romantizmiyle büyümüş, aptalca ceza yasalarını takip ediyor, yavaş ama emin adımlarla suç dünyasının hiyerarşik merdivenini tırmanıyordu. "Kariyerinin" doruk noktası, "hukuk hırsızı" olmaya başlamasıydı. Ancak yıllar sonra, hırsızların fikirlerinin hiçbir şekilde tapınmaya değer bir put olmadığını birdenbire anlamaya başladı. Sonra kalemini eline aldı, değersiz hayatını ayrıntılı ve dürüst bir şekilde anlatmaya ve oğluna kaderine neden bu kadar saçma bir şekilde son verdiğini açıklamaya çalıştı. Tövbe etti, hırsız anlayışından ve ahlakından vazgeçti, hayatının son yıllarını ailesiyle birlikte geçirmeyi umuyordu. Ancak hayatındaki tek kadın olan çocuğunun annesi, sakin bir aile hayatı beklemeden öldü. Samson, en azından oğlunu kendisinin yaptığı korkunç hatalardan korumayı umuyordu, ancak Yaroslav, bir çete savaşında ölümcül şekilde yaralanarak ameliyat masasında öldü. Yalnız, boş bir ruhla ve kırık bir kalple Samson bir hapishane hücresinde öldü. Son düşüncesi şu oldu: “Gerçekten burada, ranzada ölmek istemiyorum…” Ondan geriye kalan tek şey bu günlüktü.…